Avrupa’nın Güneyinde İslam Medeniyeti Endülüs’e Seyahat

Avrupa’nın Güneyinde İslam Medeniyeti Endülüs’e Seyahat

Tarih, pek çok farklı medeniyetin, çeşitli coğrafyalarda yaşaması ve bu coğrafyaların zapt edilmesi amacı ile yaşanan savaşlar ile doludur. Ana vatanlarından göçerek Avrupa’ya gelen Arapların, İspanya’da bıraktıkları izler de Endülüs başlığı altında incelenebilir…

Doğulan topraklardan farklı amaçlar ile çıkıp seferlere kalkışmak, ele geçirilen coğrafyalarda türlü medeniyetlerin altına imza atmak, pek çok toplumun gerçekleştirdiği eylemler arasındadır. Öyle ki bugün, tarihi eserlerden kültür miraslarına kadar her bir unsurun tek tek incelenmesi ile çok kritik bilgilere ulaşmak ve bu farklı kültürlerin değişik yerlerde iz bırakmalarına şahit olmak mümkündür.

Endülüs Toprakları

8inci yüzyılda gelişen Emevi akınları ile Araplar İspanyol topraklarına gelmiştir. Bu şekilde Avrupalılar İslam dini ile tanışmıştır. O dönemler doğu toplumları, batı toplumlarına göre pek çok alanda daha ileri bir kültüre sahip olduğu için bu akınların mimari ve sanat anlamında Avrupa’yı geliştirdiği söylenebilir. Özellikle de Endülüs Bahçeleri, sarayları, duvarlar, su kemerleri ile bunları görebilmek mümkün olur.

Bugünkü İspanya sınırları içinde yer alan Endülüs, 800 yıl kadar bir süreç içinde Müslümanlar tarafından yönetilmiştir. Bu dönemde, mimari anlamda altın çağını yaşamış olan topraklar, özellikle avlulardaki meyve bahçeleri ve güzellikler ile yeryüzü cenneti olarak anılabilir duruma gelmiştir. Seramikler ve dantel gibi ince işçiliklere sahip olan işlemeler Endülüs kentlerini çok daha çekici hale getirmiştir.

Kültürel Önemi

Şimdi okuyacaklarınız sizi biraz şaşırtabilir, ancak bunlar son derece incelikli noktalardır; İspanya ile özdeşleşen boğa güreşleri, 2000 yıllık bir geçmişe sahip olsa da dönem dönem unutulmuş ya da değişikliklere uğramıştır. Ancak boğa güreşlerini tekrar popüler hale getiren ve son şeklini veren kişiler, bu işi Endülüs’te yapmışlardır. Bugün Endülüs’te dolaşırken pek çok boğa figürünü görmek ve arenaları ziyaret etmek olasıdır.

Yine İspanyol dendiği zaman akla gelen, aslında Çingene olarak da bilinen puantiyeli etekli, esmer ve gül taşıyan kızlar, gerçek manada Endülüs’te bulunurlar. Bugün sokakta gezerken karşınıza her an bu kızlardan çıkabilir ve dansıyla sizi büyüleyebilir. Kızların daha büyükleri olan abla ve anneleri ise, kordondaki falcılar gibi ellerinizden kaderinizi okumaya çalışabilir.

Endülüs Kentleri

Granada, Sevilla, Malaga, Ronda, Cordoba… Bu kentlerin hepsi, birbirinden farklı özelliklere sahip. Ancak temel bazı öne çıkan noktalar masaya yatırıldığında, bu kentleri ziyaret etmek için ana sebepleri keşfetmeniz de mümkün. Örneğin Granada için Elhamra Sarayı; Malaga için Pablo Picasso unsuru, Sevilla için de sanat müzeleri ön plana çıkabilir. Tarihi saraylar, kiliseler, yöresel tatlar, yemekler, içecekler, dans, müzik ve eğlence kültürlerini yakından tanımak adına bütün bu Endülüs kentlerine ziyarette bulunabilirsiniz. Ronda ve Cordoba da farklı yanları ile sizleri karşılayacak, Endülüs kültürünü ve Emeviler’den kalan eserleri görmeniz için şansınız olacaktır.

Yorumlar
  • Melda
    Çok iyi bir yazı olmuş. Teknoloji, yenilikler vs. güzel şeyler ama insanlar gün geçtikçe eskileri de özlüyor. Nostalji her zaman iyidir, bu anlamda Endülüs toprakları çok şey ifade ediyor..
Benzer Makaleler