Medeniyetlerin Beşiği Hatay

Türkiye Cumhuriyeti’nin en güneyinde kalan ili, Hatay’dır. Doğusu ile güneyi Suriye toprakları olan Hatay, batısında Akdeniz kıyılarına uzanmaktadır. Adana, Osmaniye ve Gaziantep ile de komşu olan bu kent, 1.5 milyondan fazla sayıda insana ev sahipliği yapar.
Kadim medeniyetlerin yurdu olmuş bu topraklar, tarih boyunca farklı kültürlerin etkisinde kalmıştır. Bugün bile Hatay’ın demografik yapısı çok renkli ve çok seslidir.
Tarihi
Milattan Önce 100 bin ile 40 bin yılları arasındaki tarihlerden kalma bulguların arkeolojik kazılar ile ortaya çıktığı bilinmekte iken, Akat Beyliği, Yamhad Krallığı gibi toplumlar burada yaşamıştır. Milattan önce 17. yüzyılda Hititler ve milattan önce 1490 yılında Mısırlılar tarafından egemenlik altına alınan bu topraklar, daha sonrasında ise Urartular, Asurlular ve Persler tarafından kontrol altında tutulmuşturlar.
“Antakya” ismi milattan önce 300 yılına uzanmaktadır ve kent bu tarihte kurulmasının ardından hızlı bir gelişim göstermiştir. Öyle ki milattan önce 64 yılında Roma İmparatorluğu bu kenti ele geçirmiş ve imparatorluğa bağlı olan Suriye eyaletinin başkenti Antakya olmuştur.
İslam ordusunun da bir dönem gözünü diktiği, Emevi ve Abbasi egemenliği altına girmiş olan Antakya, 877 yılında ise Tolunoğulları tarafından egemenlik altına alınmıştır. Bir dönem Bizans İmparatorluğu’na da bağlı kalan bu topraklar, Haçlılar tarafından da dönem dönem işgal edilmeye çalışılmıştır.
Toprakların Osmanlı İmparatorluğu’na katılması ise 1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından sağlanmıştır. Önce sancak, ardından kaza statüsüne getirilen Antakya, 1918 Mondro Antlaşması ile Fransız işgaline uğramıştır.
Yeni ve modern Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın parçalanmasını fırsat bilen yabancılara hak tanımamış ve Kurtuluş Savaşı ile pek çok vatan toprağını alayı başarmıştır. 1921 yılındaki haritada, henüz ülke sınırları içine dahil edilemeyen Antakya, İskenderun Sancağı ismi ile bir yönetime sahip olmuştur. Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün en çok istediği şeylerden biri olan Hatay’ın ana vatana katılması ise, maalesef ki Atatürk’ün ölümünün ardından gerçekleşmiştir. 23 Temmuz 1939 tarihinden itibaren Hatay, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçasıdır.
Kültürü
Dünyanın ikinci büyük mozaik koleksiyonunu da içinde barındıran Hatay Arkeoloji Müzesi, dünyanın ilk mağara kiliselerinden biri konumundaki Sempiyer Kilisesi ve daha birçok tarihi mekan insanları cezbetmektedir. Katolik inancında Hatay’da bulunan Sempiyer Kilisesi, aynı zamanda Hac merasimi için de kullanılmaktadır.
Ekonomisi
İskenderun Demir ve Çelik İşletmeleri, kent ekonomisine can vermektedir. Çok uzun yıllardır üretimlerin kesintisiz olarak devam ettiği bu işletmelerde, ciddi anlamda bir istihdam da yaratılmaktadır.
Tarihten günümüze kadar çok sayıda kavim, halk ve medeniyetin yer aldığı bu topraklarda, günümüzde de hem farklı dinlere inanan, hem de farklı milliyetlerden olan insanlar bir arada yaşamaktadır. Bu etnik ve dini çeşitlilik, Hatay’ı çok daha değerli ve güzel bir yer haline getirmektedir.
-
Ceyhun SelamiKünefesi gibi kendisi de güzel bir şehrimiz. Ama giderseniz gezmeden önce mutlaka künefe yiyin. Not: Künefesi her zaman yediğinizden çok daha farklı.
-
ErdemKimse bilmez ama yaz tatili için Hatay çok güzel bir yer. Bilmeyenler Arsuz'u araştırabilir, deniz-kum-güneş üçlüsünü doyasıya yaşayabileceğiniz bir yer.
-
SemihHatay'ın en çok sevdiğim şeyi döneri. Dönerden sonra künefeyi de ihmal etmemek lazım. Gözlemlediğim bir diğer şey de kızları çok güzel :)