Diyarbakır'ı Tanıyalım
Diyarbakır, yaklaşık 1 milyon 700 bin nüfusu ile Türkiye’nin en kalabalık illeri arasında yer alan ve binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ilidir. Diyarbakır ilinin ismi, yıllar içerisinde farklı farklı kullanılmıştır. M.Ö. 200’lü yıllarda bu bölgede hüküm süren Amidi Asur hükümdarı Adad-Nirari döneminde bu bölgeye Amid denilmiştir. Daha sonraki dönemlerde, özellikle de Roma ve Bizans kaynaklarındaki bilgilere göre bu bölgeye Amid, O'mid, Emit gibi isimler verilmiştir.
Genel Bilgiler ve Tarihçe
11. Yüzyılda burada hüküm süren Türkmenler, şehre "Kara Amid" adını vermişler ve bölge Müslüman Arapların egemenliğine geçtiğinde, egemenliği elinde bulunduran "Bekr" kabilesinin isminden gelen Diyâru Bekr olarak adlandırılmıştır. Osmanlı döneminde, Diyarbekir olarak pek çok bölge adı olarak kullanılmıştır.
Diyarbekir isminin Diyarbakır olarak değiştirilmesi ise, Atatürk döneminde, onun bu bölgede yaptığı yolculuk sırasında meydana gelen dil kuralları ile ilgili bir tartışmanın sonucunda, TDK’ya bildirilen bir telgraf sonucunda meydana gelmiştir. O tarihten günümüze kadar da, şehir Diyarbakır olarak adlandırılmıştır.
Diyarbakır, Mezopotamya ile Anadolu’nun geçiş noktasında bulunan ve 9000 yıllık bir tarihe sahip olan bir şehirdir. Geçmişi Yontma Taş Devri’ne ve Mezolitik devirlere dayanan Diyarbakır’ın bu devirlerde de var olduğu, arkeolojik kazılarda ortaya çıkan çalışmalar ile anlaşılmıştır. Özellikle de, Diyarbakır’ın 65 km. kuzeybatısında yer alan Çayönü Tepesi’nde sürdürülen kazı çalışmaları sonucunda, dünyadaki en eski köy bulunmuştur.
Şehrin kent merkezi de pek çok kavme ev sahipliği yapmıştır. M.Ö. 3000 yıllarında şehir merkezinde Hitit ve Hurri-Mittani egemenliği sürmüştür. Daha sonra Asurlular’dan başlayarak pek çok kavim burada yer almıştır. Örneğin Urartular, İskitler gibi çok eski kavimler; Romalılar, Bizanslılar gibi uzun yıllar dünya tarihi sahnesinde yer almış olan medeniyetler; daha sonraki dönemlerde de Selçuklular, Moğollar, Safeviler ve Osmanlılar gibi güçlü devletler burada hüküm sürmüştür. Cumhuriyet dönemi içerisinde de Diyarbakır’ın büyükşehir olması 1993'te olmuştur.
Diyarbakır şehri, ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer almaktadır. Bu bölgenin orta kısmına konuşkanmış olan il, Mezopotamya’nın kuzeyinde bulunur. İlin sınıfları doğuda Batman ve Muş’a; batıda Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya’ya; güneyinde Mardin’e ve kuzeyinde Elâzığ ve Bingöl’e çıkmaktadır.
Dağlarla çevrili olan ve dağların ortasına çukurlaşmış bir bölgede olan Diyarbakır, Güneydoğu Torosları’nı ile sarmalanmıştır. Bölgedeki en yüksek dağ, 2830 m ile Anduk Dağı’dır. Karasal bir iklime sahip olan Diyarbakır’da yazlar çok sıcak geçer. Ancak kışlar soğuk olmasına rağmen çok sert geçmemektedir.
Havaalanı, Otogarı, Tren İstasyonları
Diyarbakır’a hemen her ulaşım yolları ile ulaşılabilmektedir. İster havayolu, ister karayolu, ister demiryolu ile ulaşılacak olsun, tüm ulaşım şekilleri ile kolay ve keyifli bir seyahat etmek mümkündür.
Havaalanı şehir merkezine 6 km uzaklıkta olup, havayolu ile Diyarbakır’dan Ankara, İzmir ve İstanbul’a her gün uçuş bulunabilmektedir. Yine tatil merkezlerinden biri olan Antalya’ya başta olmak üzere, Adana ve Bursa’ya da haftanın belli günlerinde sefer bulunmaktadır.
Demiryolu ağına bağlı olan Diyarbakır’da tren garından Diyarbakır-Bismil, yine Diyarbakır-Batman, Diyarbakır-Kurtalan ve Diyarbakır-Adana’ya sefer bulunmaktadır.
Diyarbakır'dan en fazla sefer bulunabilecek ulaşım yolu karayoludur. Buradan Türkiye'nin her yerine otobüs seferi bulmak son derece kolaydır. Hem her yere otobüs seferinin olması hem de otogar şehir merkezine 4 km uzaklıkta bulunması, karayolu yolculuğunu cazip hale getirmektedir.
Gezilip Görülebilecek Yerler
Diyarbakır, tarihi yönden çok gelişmiş bir ildir. Geçmişi çok eskiye dayanan bu şehirde gezip görülebilecek pek çok yer bulunurken, aynı zamanda farklı tatları denemek için de çok zengin bir bölgedir.
Bölgede çok çeşitli cami, kilise ve sinagog bulunmaktadır. Aynı zamanda farklı müzeleri de bünyesinde barındıran Diyarbakır’da bir kültür turizmi en iyi koşullar ile yapılabilmektedir.
Behram Paşa Camii
Behram Paşa, Osmanlı döneminde yaşamış olan ve Diyarbakır valiliği yapmış bir devlet adamıdır. Behram Paşa Camii, Mimar Sinan tarafından yapılmış olan bir Osmanlı eseri olarak günümüze kadar gelmiştir. 1564 yılında başlayan ve 1572 yılında tamamlanan bu cami, Diyarbakır’ın yerel mimarisini yansıtmaktadır. Caminin en çok dikkat çeken noktası ise, oldukça süslü minberidir. Kesme taştan yapılan bu yapı, bir sanat harikası olarak hala ilgi toplamaktadır.
Diyarbakır Kalesi
Diyarbakır Kalesi, bölgenin imzalı noktalarından birisidir. Bu kalenin en önemli özelliği ise, dünyanın en uzun ve büyük suruna sahip olan Çin Seddi’nden sonra gelen en büyük surlara sahip olmasıdır. Surların uzunluğu 5,5 km olup, yüksekliği ise 10–12 metre ve kalınlığı da dikkat çekici şekilde 4–5 metredir. Dış kalede 82 tane burç vardır. Gelip burayı görenler için mükemmel bir anı bırakacaktır.
Deliller Hanı (Hüsrev Paşa Hanı)
Hüsrev Paşa Hanı, Hüsrev Paşa tarafından 1527 yılında yaptırılmıştır. Buraya Deliller hanı denilmesi de, Hicaz’a gidecek olan hacı adaylarını götürecek olan delilerin burada toplanmasından ve burada kalmasından kaynaklanır. Günümüzde tatilcilerin de ilgisini çeken bu yapı, restorasyon sonucu 120 yataklı bir otel olarak hizmet vermektedir.
Dicle Köprüsü (On Gözlü Köprü)
Dicle Köprüsü, Mervaniler döneminde, o dönemin Diyarbakır hükümdarı Nizamüddevle Nasr tarafından yaptırılmıştır. 1065 tarihinden bu yana ayaktadır ve gelen ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli yerlerden biri olarak öne çıkmaktadır.
Meryem Ana Kilisesi
Bu kilise, 3. yüzyıldan bu yana ayakta olan, zaman içerisinde yaşadığı hasarlar nedeniyle birçok bakım onarım gören bir kilisedir. Bu kilisede Bizans devrinden kalma bir mihrap ve Roma dönemini yansıtan biçimde bir kapı bulunmaktadır ve bu özellikler ziyaretçilerin ilgi gösterdiği noktalardır. Diyarbakır’da bulunan en dikkat çekici ve en güzel Süryani Kadim Yakubi mezhebi kilisesi olarak ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.