Hatay'ı Tanıyalım

Ülkemiz için çok önemli bir değer olan Hatay, kendine has kültürü ve sosyal yaşamı ile renkli bir il olarak gösterilir. En kalabalık on üçüncü şehir olarak da anılan Hatay, yaklaşık 1 milyon 600 bin kadar bir nüfusa sahiptir. Türkiye topraklarına katılışı olsun, jeopolitik önemi olan her daim dikkat çeken Hatay, doğu ve güneyinde Suriye ile komşudur. Kentin batısında Akdeniz yer alırken, kuzey kısımlarında Osmaniye, Adana ve Gaziantep kentleri bulunur.

Genel Bilgiler ve Tarihçe

Bu coğrafya, Anadolu topraklarındaki en eski yerleşim birimi olarak da bilinir. Arkeoloji çalışmaları ile milattan önce 100 bin ila 40 bin yılları arasında kullanıldığı ispatlanmış olan çeşitli bulgular ortaya çıkarılırken, Tunç Çağı’ndan itibaren pek çok hükümdarlığın Hatay’da yer aldığı kesindir. Akatlar, Yamyadlar, Hititler, Mısırlılar, Urartular, Asurlular, Persler ve daha pek çok kadim millet burayı yurt bellemiştir.

Antakya, kentin merkez ilçesi olmakla beraber, buranın tarihteki adıdır. Milattan önce 300 yılında kurulan Antakya, Roma İmparatorluğu, Emevi Devleti, Abbasi Devleti gibi güçler tarafından da ele geçirilmiştir. Selçukluların Anadolu’yu Türkleştirmesi esnasında Antakya da ele geçirilmiş, Bizanslılar tarafından da daha sonraları elde edilen bu topraklar Osmanlı Devleti ve modern Türkiye Cumhuriyeti ile asıl kimliğine kavuşmuştur.

Enteresan bir başka bilgi de bu toprakların 1 seneliğine de olsa kendilerine ait özerk bir devlet statüsüne erişmiş olmasıdır. Öyle ki Hatay Devleti, 1937 yılında kurulmuştur. Bu devlet, 1 sene sonra aldığı karar neticesinde Türkiye Cumhuriyeti’ne dahil olmuştur. Türk Ordusu, 4 Temmuz 1938 tarihinde Hatay’a girmiştir.

Kentin en önemli ve en kalabalık yerleri, İskenderun ile Antakya ilçeleridir. Buralar, Hatay’ın ana yerleşkeleri olarak da bilinir.

Turunçgillerin bolca yetiştiği bu coğrafyada maki ve ormanlar görülebilir. Akdeniz iklimi de kentin çok büyük bir kısmını etkiler. Bu şekilde yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı iklim şartları görülebilir.

Otogarı, Tren İstasyonu, Havaalanı

Hatay, gelişmiş bir kent olarak kara yolu ile de beslenen bir yapıya sahiptir. Sınır kenti olduğu için kara yolları son derece gelişmiş ve kullanışlıdır. Bu anlamda kente karadan ulaşım sağlamak son derece kolay iken, Hatay Otogarı da çok farklı otobüs firmaları tarafından diğer kentlere gidip gelebilmek için değerlendirilir.

Dörtyol tren istasyonu, kente gelen trenlerin durduğu ana istasyondur. Hatay Dörtyol’dan geçen çeştili tren seferleri doğu ile batı arasındaki seyahat durumunun da merkezi konumunda yer alır.

Antakya Havalimanı da gerek yurt içi, gerek yurt dışı uçuşları için tercih edilen önemli bir merkez olarak ön planda yer alır.

Gezilip Görülecek Yerler

Koz Kalesi (Kürşat Kalesi)

Altınözü ilçesinde yer alan bu kale, Kuseyr yolunun üzerindedir. Çok eski çağlarda, Antakya Prensliği dönemlerinde yapıldığı düşünülen bu kale, amaç olarak güney bölgesinin emniyetini alabilmek açısından yapılmıştır. Antalya Latin Patriği, bu kalede bir dönem kalmıştır. 1200’lü yıllarda Baybars’ın kuşatıp aldığı kalenin, iki burcu halen ayaktadır.

Bakras Kalesi

Antalya – İskenderun yolu üzerinde, 27. kilometrede kalan Bakras Köyü, üst kısımlarında önemli bir kaleye sahiptir. Bakras Kalesi olarak geçen bu yapı, sarp bir tepe üzerinde konuşlanmıştır. Kalenin yapılış tarihi çok eski yıllara dayanır.

Sarıseki Kalesi

İskenderun ile Payas arasındaki eski anayol güzergahında yer alan kale, Helenistik dönemlerden kalmadır. Osmanlı Devleti topraklarına katıldıktan sonra yeniden onarılıp yapımına başlanan kale, Yavuz Sultan Selim döneminden Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar onarıldı ve yeniden yapımı tamamlandı.

Şalan Kalesi

İskenderun Körfezi ile Kırıkhan Ovası’nın birbirine bağlandığı, Amanos Dağları’nın aşıldığı dağ yolu üzerinde, oldukça sarp bir noktada bulunan Şalan Kalesi, pozisyon olarak önemli bir yerdedir. Günümüzde sadece kalıntıları bulunan kale ziyaret edilebilir.

Harbiye Şelaleleri

Oldukça güzel bir ortam olarak değerlendirilen ve doğal güzellikleri ile de dikkat çeken Harbiye Şelaleleri, Defne Koruluğu’nun arasından akmaktadır. Doğayla baş başa kalmak ve dinlenip sakinleşmek için burası idealdir.

Antakya Parkı

Bu park, Asi Nehri’nin hemen kıyısında bulunur. 2. Abdülhamit döneminde açılan bu park, aynı zamanda kentin en geniş ve en büyük parkı olarak da dikkat çeker. Parkta kentin simgesi olan defne yapraklarının simgeleştirildiği unsurlar da yer alır.